Blue Jean Röportajı

CHESTER BENNINGTON:

"İSTANBUL'DA KARŞIMIZA NE ÇIKACAĞINI BİLMEMEK BİZE HEYECAN VERİYOR"

18-19 Temmuz tarihlerinde İstanbul
Park 'da yapılacak olan Rock'n Coke Festivali, bu yıl dünyaca ünlü
Amerikalı grup Linkin Park'ı ağırlıyor. Grubun vokalisti Chester
Bennington konser öncesi Blue Jean okurları için sorularımızı
yanıtladı... İpek Atcan

Selam Chester. Son günlerde
herkes eski Orgy üyesi Julien-K ile işbirliği yaptığın, Dead By Sunrise
adına taşıyan solo projenden bahsediyor. Bu proje hakkında neler
söyleyebilirsin?
Albüm bitti. Şu anda parçaların master
edilmiş hallerini beklemekteyiz. Hepimiz çok heyecanlıyız. Bu projede
yer alan herkes gerçekten çok heycanlı. Üzerinde çalıştığımız şey o
kadarda kolay değil, biliyorsunuzki geçtiğimiz 3 senedir Linkin Park
'ın yanı sıra bu proje üzerinde çalışıyoruz. Müzik soundu gerçekten
harika sanırım insanlar bunu sevecek. Bu albümde Linkin Park'a benzer
parçaların yanı sıra daha sert parçalar ve benim üzerimde çalıştığım
başka parçalar da olacak.
Mike Shinoda, Dead By Sunrise 'ın albümünü T-Rex ve Tears for Fears arasında bir geçit olarak görüyor...
Mike
'ın bunu değişik stilleri ve değişik soundları bir araya koyduğumuz
için söylediğini düşünüyorum. Çünkü davul programları, looplar,
elektronik temalar kullandık. Ama bunun yanı sıra bazı şarkılarda T-Rex
etkileri varken bazı şarkılarda Punk Rock etkileri var. Bunun yanı sıra
melodilerde hakim. Ayrıca çok güzel rock ballad'ı da var. Müziğimiz
bunların hepsinin bütününden oluşuyor. Ve dinleyecilerin bu parçaları
beğeniceğini düşünüyorum. Evet, bir Linkin Park bulmayacaklar
karşılarında ama şöyle söyleyeyim ikisinin arasındaki fark Pearl Jam ve
Soundgarden 'daki gibi...

Devamı için devamını okuya tıklayınız.








Micheal Bay 'ın Linkin
Park hayranı olduğunu biliyoruz ve Transformers filmi için "New Divide"
parçasını yaptınız. Bu parça daha önceki albüm çalışmalarınızdan bir
parçamıydı yoksa bu film için özel mi yaptınız? ve bu son Linkin Park
parçası için neler söyleyebilirsiniz.
Öncelikle "New
Divide" parçası filmin soundtrackı için özel olarak yapıldı ve
kesinlikle daha önceki Linkin Park çalışmalarından değil. Biz ilk
filmdeki "What I've Done" parçasının çok başarılı olduğunu ve film ile
çok iyi uyuştuğunu düşünüyoruz. Şimdi 2. defa aynı başarıyı yakalamak
istiyoruz. Olacak mı göreceğiz. Ama bu seferde işe girişmeden önce
Micheal Bay ile oturduk, konuştuk çünkü başarısız olmamak için
öncelikle yapacağımız işe hakim olmamız gerekiyordu. Film gerçekten çok
iyi olmuş. Micheal Bay gerçekten bu işi çok iyi biliyor. Biz Micheal
Bay 'ın ofisine gittiğimizde şarkıyı herkese dinletmek istediler ve
herkes çok beğendi. Bunu filme daha çok nasıl entegre edebilir ve
filmin bir parçası yapabiliriz diye fikirler üretilmeye başlandı. Hans
Zimmer'a (Dark Night, Karayip Korsanları gibi filmlerin müziklerini
yapan Oscar, Grammy ve Altın küre almış Alman besteci) bunu verelim
belki filmin tema müziği olarak kullanabilir diye konuşuldu. Bunu
sadece bir şarkı değil, müzik olarak da kullanma düşüncesi ortaya çıktı
ve fikir oradan büyüyerek son halini aldı. Şarkı şuanda filmin önemli
bir parçası. Böylece şarkı hem tema müziğinin hemde soundtrackın birer
parçası oldu. Bence parça güzel.
Son albümümüz "Minutes To
Midnight" ile soundunuzdaki ve müzik tarzınızdaki değişim hakkında ne
söylemek istersiniz? Bu kaçınılmaz bir süreçmiydi yoksa başka sebepler
varmı?
Sanırım bu ikisinin karışımı. Öncelikle bir grubunuz
oluyor, ardından düşünerek sonuçlara varıyorsunuz. Birşeyler yapmamız
gerekiyordu ve kesin birşey olmalıydı. Bazen değişiklik istiyorsunuz,
bu ilk sebep. Bunun yanısıra Rick Rubin ile çalışıyor olmanızın da bir
etkisi var. Yani bir şeyler yapmaktan korkmayan, bizi yargılayabilen ve
insanların olmasını istediğinden farklı olan. Bizler uzun yıllardır
beraberiz ve parçalarımız çok klasik bir Linkin Park sounduna sahipti.
Ve bunun 10 yıl öncede kaldığını bize gösterdi. Ve bizde yıkıldık tabi
(gülüşmeler). Ve yeni orjinal şeyler yapmaya yöneldik. Rick Rubin ile
ne zaman çalışırsak çalışalım bu böyle olacak, çünkü değişik şeyler
duyabiliyor.
Bir sonraki Linkin Park albümü için bize neler söyleyebilirsiniz, neler beklemeliyiz?
Size
geçen toplantımızda Rick Rubin 'in söylediği birşeyden alıntı
yapacağım. Onun için bir şarkı çaldık ve bittiğinde şöyle dedi. "Tüm
istediğim içinde bu şarkı olan bir albüm. Eğer bu şarkı bi albümdeyse
onu 14 kere satın alırım." Temel olarak anlatmaya çalıştığı şey şuydu,
şarkıyı o kadar çok sevmiştiki sırf onu tekrar dinleyebilmek için onu
14 kere alırım diyordu. Çok psyhedelic bir süreçten geçiyoruz. Üzerinde
çalıştıklarımızdan bir kaç düzüne şarkıyı seviyoruz. Büyük ihtimalle
bitirdiğimizde de bu sayı bunun 2 veya 3 misli olacak.
Rap
vokallenizin büyük bir kısmını Mike söylüyor. Neden başka bir rapper
olan Jay-Z ile çalıştınız? Size göre en iyisi o olduğu için mi yoksa
onun etkisinden dolayı mı?
Bizim için Jay-Z ile çalışmak
çok büyük bir olay değildi. Burada enterasan olan bu onun fikriydi.
Düşünceme göre de eğer Jay-Z 'nin fikri olmasaydı bu iş işlemezdi.
Jay-Z 'nin bize yaklaşmasıyla bu iş gerçekleşti. Burada bize ulaştığı
için krediyi gerçekten Jay-Z 'ye vermemiz lazım. O çok özel bir sanatçı
ve en iyisi. Sadece karizması olan değil, aynı zamanda olağanüstü
yeteneği olan birinin yaptığı işi izlemek çok enterasan oluyor. Jay-Z
ile birlikte çalışmaktan çok büyük zevk aldık.
Tetikçi 1 ve 2'de (Crank) sergilediğin performansları izlemek gerçekten güzeldi. Oyunculuğu düşünüyor musunuz?
Bu
gerçekten değişik bir soru oldu. Aktörlüğün çok eğlenceli bir iş
olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle benim çok ilgimi çeken bir şey.
Küçükken gösteri sanatlarına bayılırdım. Eğer bir gün grupla ilgili bir
film çekecek olsaydık kendimi geliştirmek için bir okula gitmem
gerektiğini düşünüyorum. Tetikçi filmlerini yapmak bana aktörlğün ne
kadar güzel bir şey olduğunu hissettirdi. Bunu yapabilirm diye düşündüm
ve çok zevk aldım. Tetikçinin yönetmenleri, birlikde çalışması çok
keyifli insanlar ve yaptığı işe çok meraklı insanlar. Ve dolayısıyla
etrafındaki herkesi sürüklüyorlar. Bu ister eğlence, ister yapılan iş
olsun, her ikisi içinde gerekli. Yeni sorumluluklar her zaman çok
keyifli oluyor. Tabii ki benimki küçük bir roldü. Eğer başrol oyuncusu
olsaydım durum farklı olurdu.
"What I've Done" parçasının
klibinde insanların sebep olduğu küresel çevre problemleri ile ilgili
bir çok kare var. Günümüzde dünyasındaki çevre sorunlarıyla ilgili
neler söyleyebilirsiniz?
Yapılacak çok iş var. Ben güzel
bir dünyada yaşadığımız düşünüyorum. Bireylerin yapabilecekleri
konusunda çevrelerine fazlasıyla duyarlı olması gerekiyor. İnsanlar
yaşamlarına genel bir yaklaşım içerisindeler. Halbuki her alanda çok
özenli olması gerekiyor. Başkası yaptı demek çok kolay. Ama gerçekte
hayatın bir noktasında herkes yanlış veya zararlı bir maddeden çok
fazla miktarda kullanabiliyor ve gerçek bu. Olaya mikroskobik bir
seviyeden bakarsan havalandırma çalışırken pencereyi açmak, odadan
çıkarken ışığı açık bırakmak gibi aktivitelerin tümü çevreyi etkiliyor.
Eğer herkes çöpünü doğru ayrıştırırsa, kullandığı ışığı söndürürse bu
ufacık bireysel faaliyetlerin etkisinin görülmesi inanılmaz oluyor. Bu
sorumlulukları yerine getirirsek kaynaklarımız daha uzun süreli
kullanılabilmekte olacak ve tüketen için çok daha az metaryal
üretiliyor olacak. Böylece herşey çok daha çevre dostu oluyor. Eğer
bunları becerebilirsek çok iyi durumda olacağımızı düşünüyorum.
Bu ay Linkin Park tarihinde ilk defa İstanbul'da olacaksınız. Bir ülkede ilk defa çalıyor olmak nası bir duygu?
Çok
iyi bir duygu. Türkiye bizim daha önce çalmadığımız bir ülke,
vereceğimiz konser ya iptal olmuştu yada bir şekilde turne güzergahına
uymadığı için gerçekleştirmedik. Benim özellikle çok gitmek istediğim
bir yer, çünkü ülkeniz hakkında bir çok kitapta ne kadar güzel
topraklarınız ve aynı zamanda zengin tarihiniz olduğuna dair şeyler
okudum. Modern ve bu kadar zengin bir tarihçenin karışımı her zaman
nefes kesici oluyor. İlk şovumuz olacağı için çok güzel bir deneyim
olacak. Brezilya da ilk çaldığımızda da nasıl birşey olacağı hakkında
hiçbir fikrimiz yoktu ve çok güzel bir şov olmuştu. İstanbul 'da da
karşımıza ne çıkacağını bilmemek bizi heyecanlandırıyor.